9.01.2014

Uzun Hikaye Üzerine..

 Vay be dedirten, gözlerimin yaşına neden olan film.

"Ayakkabılar eskir be Ali'm. Her şey eskir. Bak sen, sen hala sevdiğim adamsın. Sen eskime." bu replikle bana o kadar güzel şeyler hissettirdi ki anlatmam mümkün değil.

Filmi bu zamana kadar izlemediğim için duyduğum pişmanlığı kelimelerle ifade etmemin imkanı yok. 

Haksızlığa dayanamayan bir deli(!) adamın hikayesi. Pehlivan Süleyman'ın torunu Bulgaryalı Ali'nin hikayesi. Mustafa Kutlu'nun aynı isimli eserinden uyarlanan film çok güzel kurgulanmış. Kitabını da bir an önce okumayı umut ediyorum.

Filmde beni etkileyen birkaç repliği paylaşarak yazıma son vermek istiyorum, söylenecek çok şey yok. Film çok güzel, en güzel övgüleri hak ediyor sonuna dek.

 "+Yarın öbür gün çok can yakıcan haberin olsun. -Sen annemin canını çok mu yaktın? +Ulen o bizim canımız be."

"Eğer uslu durursa her şeyin düzeleceği söylenerek büyütülen çocukların hayatları boyunca kaybettiklerini artık daha iyi anlıyordum." 

"Ne yani oğlunu tutup böyle meçhule mi fırlatıyorsun?"

"+Hani sen okuduğun hiçbir kitabı yarım bırakmazdın? Hani sonuna kadar giderdin? Şimdi bizi yarım mı bırakacaksın? Sonumuzu merak etmiyor musun? -Sonumuz var mı ki bizim? +Yaşamadan bilemeyiz. Senin hikayeni baban mı yazacak yoksa sen mi yazacaksın? Ayla gel bir uzun hikaye de biz yazalım, okuduğumuz romanlardaki gibi. -Var ya ağzın öyle iyi laf yapıyor ki..." 

"Trenle mi gidiyoruz ki? Tabi, bilmiyo musun bütün hikayeler trenle başlar."

"+Şu Feride'yi kıskandım, çok mu güzeldi? -Çocuktuk, her şey güzeldi."

"+Şimdi bir Uzun Hikaye de biz yazalım mı birlikte? -Ama çok uzun olsun."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder